11 Ekim 2010 Pazartesi

gent6

burda kafama iyice bisiler oldu hic hatirlayamiyorum yasadiklarimi. melankolik takilmanin yan etkileri olsa gerek. gerci melankolik takildigimda yok oyle cok. 

almanya-turkiye 3-0:(

biz binbir hevesle giyindik kirmizi beyazlarimizi, suslendik puslendik sleepstraat a mac izlemeye gidiyoruz. tabi oncesinde celal abinin guzel kebapcisina gidip bi suru guzel et yicez. mactan mi daha heyecanliyim yoksa kebaptan mi bilmiyorum:) turkiyede zaten yedigim tek kebap okulun yemekhanesinde ogle arasi aldigim kofteler ve donerler oldugundan(birlikte takildigim kebap turu etler sevmeyen dostlarim sagolsun) burda acisini cikariyorum. herneyse biz bisikletlerimize atladik coskuyla gittik. yemeklerimizi yedik, ama gel gor ki koskoca turk mahallesinde mac gostermiyo kahveler disinda bi yer. sonra celal abi bizi bi yere gondertti duzgun, orda izledik. tabi felaketti tam anlamiyla. son 10 dk ciktik zaten bir gol daha yemesiz. yikilmis umutlar ve tok bir mideyle donduk eve. 
 cumartesi kizlar antwerp e geziye gittiler ben rahatsizdim biraz gitmedim. o yuzden anilarim olusmadi orda, instead butun gun evdeydim:)

ve pazar gunu gentteki en kotu deneyimimi yasadim. 
alisveris yapalim diye turk caddesine gittik. ben canta bile almadim, cok sey almayiz posetleri de bisikletime takarm diye. alis veris yaptik. sinemin sirt cantasina koyduk posetleri de ben taktik bisikletime. bir de cali supurgesi aldik! hic bir yere sigmadigindan benim bisikletimin arkasina bagladik. gent sokaklarinda arkamda cadi supurgesiyle gezdim. millet donup donup bakti. kafamda bir de sivri bi sapkam olsa baya hos olabilirdi:) donus yolunda supurgenin yarattigi atraksyon yetmezmis gibi butun posetler yirtildi:S eve kadar herseyi nasil tasidik nasil donduk hatirlamak bile istemiyorum. 

applied microbiology:S
bugun sabah 9da dress gittik human brain, guzzle dress. ogleden sonra applied microbiology girdim. aman yarabbi nasil zor bir derss oyle:s bilmiyorum ben bu okulda nasil basarili olucam. okuldan ciktigimda saat 5 olmustu beynim dumur olmus vaziyetteydi, dedim hic eve giremem. ne zamandir burdaki le pain quotidien e gitmek istiyodum, oraya gittim sinem de geldi kahve ictik. kafam dinlendi az. ama simdi basim cok agriyo.
yazima devam dahi edemiyorum. hem baska seyler yazmayi planliyorum simdi oturup burda tanistigim insanlari yazicam:) eglenceli olucak. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder