18 Ekim 2010 Pazartesi

Bruxelles, Brussels, Bruksel!

Bruxelles, Brussels, Bruksel!




City girl!

Cumartesi kizlari saat 2den sonra bruksele gidelim fikrini begenmedigimden pazar gunune ertelettik bruksel gezisini. Cumartesi gecesini 1bucuk saatlik uykuyla(+yarim saat gunduz uykusu) gecirdigimden aslinda gitmeye hic halim yoktu. ama pazara erteleten ben olunca kalktim giyindim ilk ben hazir oldum. Bir onceki gunden bisikletimi bsikleti olmayan bir arkadasa odunc verdigimden ben tramvayla gittim erken cikip. Tren istasyonuna geldigimde uykusuz ve actim. hemen kahvemi aldim, sinem de sandwich almis onu yedim soguk ruzgarin da yuzume carpmasiyla  ayildim epeyce. express tren 1.24teydi on a bindik. yarim saat gibi bir surede bruksellde olduk. Ben kislik kaz tuyu montumu giymenin otesinde 2 de kazak giyip cikmistim. Evden cikarken de sinem bana sirf hirkayla ciksam olur mu diye sordugunda sacmalama mont giy demistim ama kendisi t-shirt ve incecik trenckotuyla gelmis ve 8derece havada dondu. neyse ki ben yanima ekstra hirka da getirdigimden ona verdim. bir information centre ararken city travel otobuslerini gorduk buyuk kirmizi olanlari. ona kostuk kac para demeye:) bombostu otobus, sofor dedi merkez duraktan binmenz gerek atlayn yolda anlatirim.. bindik adam dedi ogrenciye 18eur, oldu canim dedim ben de inelim dedim, sinem gonulluydu binmeye, adam dedi size cocuk price i o zaman 12eur. bu sefer kizlar da tereddut etti-eda yesim, ben bilmiyorum az degil derken adam 10eura veriorm dedi, peki dedik bizde. hic ugrasmadan pazarlik oldu resmen:) atladik otobuse gezmeye basladik sehri duraklarda ine ine. 

Tamam gent guzel, brugge masalsi falan ama brukselde yasanir. Geldim geleli sehir gordum nihayet ya. Kalabalik, yogun, heryer acik, hayat var canlilik var sehirde. Hem ayrica gayet de yesil. Ben cok sevdim brukseli. Hem yesil hem tarihi hem de metropol! Evet ben sehir insaniyim. Istedigi kadar guzel olsun bayiyo beni kucuk yerler. Her yeri gezmeye vaktimiz yoktu hem kizlar usuyodu-ben bildigin soguk gecirmez bi kiliktaydim. yine de gezdik hep sehri. Sint Jacob kilisesine girdik ilk. Duvardaki 2 tane devasa tabloya hayran kaldim, biraksalar daha uzun uzun izlerdim. Museum of Fine artsa girmek icimde kaldi. Muhtesem bir para gittik resimler cekildik. Saray kilisesini uzaktan gorduk. Saray eylul sonundan itibaren halka kapanmis giremedik. 
otobusten hic inmeden atomium a dek gittik. sofor bizi kandirdi last bus bu dedi biz de inemedik orda resim cekilemedik:) ben gerci zaten hc resim ceklicek modda da degildim ya. merkeze donduk hemen yemek yedik. Yemekten sonra Paul Cafe diye asiri tatli bi cafe bulduk kapanmasina 15dk vardi ama sinemle oturduk kahve ictik orda. Kalktik ve meshur brukselin simgesi 'manneken pis' i gorelim dedik. gittik, ve hayal kirikligina ugradik. miniminnacik bi heykelmis o inanamadik. yaninda ki cikolata dukkanlarinda onun 10kati cikolata heykelleri vardi:) 
Bir tane karkuresi aldim. 4 belcika sehrinin sembolleri var, superdi. aldim daha yarim saat gecmeden kirildi:( o kadar uzuldum ki.. kirik kar kuresi koleksyonum var resmen bu 4uncu sanirim. 
gennteki gibi sade degil dolu dolu belgium waffle aldi kizlar, benim yemeye yerim yoktu hic. istasyona yuruduk. saat 9 olmustu sanirim. cok guzel gecti bruksel. cok sevdim ben. :) ve bu yazinin sonucu ben bir 'city girl' um, yapamiyorrum kucuk yerlerde:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder