21 Ekim 2010 Perşembe

okyanusun ortasinda

marine biology dersi- hava sifirin altinda kac?
cok artist ama poz degil:)

19 Ekim 2010 Salı

gent8

Gecen hafta genel anlamda evde oturmak ve gentte dolanmakla gecti. resim cekilmis olmasak unutucam ne yaptigimi. Pazartesi sebastian ve kiz arkadasiyla bulustuk sonunda. sebastian sakir sakir turkce konusuyo cok sasirdm:) Carsamba gunu kizlar alisverise gittiler. hic sevmedigimi bildiklerinden artik israr etmiyolar gel diye. ben evdeydim dedim alisverisinz bitince cagirin beni. sonra gittim yanlarina acikmistim cok herzamanki gibi:) sehirde dolaninca mutlu oluyorum aslinda, cunku gercekten guzel boyle icime cekiyorum soguk havayi ve ayiliyorum. Cuma aksami olganin yurduna gitttik 15kisi falandik, olga bzi yemege cagirdi. herkes bisiler yapcakti. ana yemek olgadan 'omlet' :) ben cilekli pasta yapcaktim, kremayi tutturamadigimdan oturup agliyodum yok yere. ama ben nasil biseyi yapamam ya, cok sinirleniyorum:) sonra ikinci kez yaptim, cilek de yoktu muzla yaptim hic hosuma gitmedi sonuc, neyse tadi guzeldi. sacma sapan yemekler butunlugu icinde karnimizi doyurmaya calistik. omlet guzeldi bu arada:) ama canin yorumu 'hatun bana bunu aksam yemegi diye getirse bosarim' oldu:) tayvan lilarla tanistik bi suru, tatlilar baya ve deli gibi gezginler. haftasonu realmadrid macina ispanyaya gidiyoalardi para da bol tabi sanirim:)

ben boyle gun gun yazmaktan cok sikiliyorum, hic zevkli degil ve cok yavan. unutmak da istemiyorum yaptiklarimi ama bunu sevmedim. zaten genel anlamda canimin ne kadar sikkin oldugu  yazima da yansiyo farkindayim:) bilmiyorum ne cozum bulsak buna. dusunelim bakalim:)

18 Ekim 2010 Pazartesi

Bruxelles, Brussels, Bruksel!

Bruxelles, Brussels, Bruksel!




City girl!

Cumartesi kizlari saat 2den sonra bruksele gidelim fikrini begenmedigimden pazar gunune ertelettik bruksel gezisini. Cumartesi gecesini 1bucuk saatlik uykuyla(+yarim saat gunduz uykusu) gecirdigimden aslinda gitmeye hic halim yoktu. ama pazara erteleten ben olunca kalktim giyindim ilk ben hazir oldum. Bir onceki gunden bisikletimi bsikleti olmayan bir arkadasa odunc verdigimden ben tramvayla gittim erken cikip. Tren istasyonuna geldigimde uykusuz ve actim. hemen kahvemi aldim, sinem de sandwich almis onu yedim soguk ruzgarin da yuzume carpmasiyla  ayildim epeyce. express tren 1.24teydi on a bindik. yarim saat gibi bir surede bruksellde olduk. Ben kislik kaz tuyu montumu giymenin otesinde 2 de kazak giyip cikmistim. Evden cikarken de sinem bana sirf hirkayla ciksam olur mu diye sordugunda sacmalama mont giy demistim ama kendisi t-shirt ve incecik trenckotuyla gelmis ve 8derece havada dondu. neyse ki ben yanima ekstra hirka da getirdigimden ona verdim. bir information centre ararken city travel otobuslerini gorduk buyuk kirmizi olanlari. ona kostuk kac para demeye:) bombostu otobus, sofor dedi merkez duraktan binmenz gerek atlayn yolda anlatirim.. bindik adam dedi ogrenciye 18eur, oldu canim dedim ben de inelim dedim, sinem gonulluydu binmeye, adam dedi size cocuk price i o zaman 12eur. bu sefer kizlar da tereddut etti-eda yesim, ben bilmiyorum az degil derken adam 10eura veriorm dedi, peki dedik bizde. hic ugrasmadan pazarlik oldu resmen:) atladik otobuse gezmeye basladik sehri duraklarda ine ine. 

Tamam gent guzel, brugge masalsi falan ama brukselde yasanir. Geldim geleli sehir gordum nihayet ya. Kalabalik, yogun, heryer acik, hayat var canlilik var sehirde. Hem ayrica gayet de yesil. Ben cok sevdim brukseli. Hem yesil hem tarihi hem de metropol! Evet ben sehir insaniyim. Istedigi kadar guzel olsun bayiyo beni kucuk yerler. Her yeri gezmeye vaktimiz yoktu hem kizlar usuyodu-ben bildigin soguk gecirmez bi kiliktaydim. yine de gezdik hep sehri. Sint Jacob kilisesine girdik ilk. Duvardaki 2 tane devasa tabloya hayran kaldim, biraksalar daha uzun uzun izlerdim. Museum of Fine artsa girmek icimde kaldi. Muhtesem bir para gittik resimler cekildik. Saray kilisesini uzaktan gorduk. Saray eylul sonundan itibaren halka kapanmis giremedik. 
otobusten hic inmeden atomium a dek gittik. sofor bizi kandirdi last bus bu dedi biz de inemedik orda resim cekilemedik:) ben gerci zaten hc resim ceklicek modda da degildim ya. merkeze donduk hemen yemek yedik. Yemekten sonra Paul Cafe diye asiri tatli bi cafe bulduk kapanmasina 15dk vardi ama sinemle oturduk kahve ictik orda. Kalktik ve meshur brukselin simgesi 'manneken pis' i gorelim dedik. gittik, ve hayal kirikligina ugradik. miniminnacik bi heykelmis o inanamadik. yaninda ki cikolata dukkanlarinda onun 10kati cikolata heykelleri vardi:) 
Bir tane karkuresi aldim. 4 belcika sehrinin sembolleri var, superdi. aldim daha yarim saat gecmeden kirildi:( o kadar uzuldum ki.. kirik kar kuresi koleksyonum var resmen bu 4uncu sanirim. 
gennteki gibi sade degil dolu dolu belgium waffle aldi kizlar, benim yemeye yerim yoktu hic. istasyona yuruduk. saat 9 olmustu sanirim. cok guzel gecti bruksel. cok sevdim ben. :) ve bu yazinin sonucu ben bir 'city girl' um, yapamiyorrum kucuk yerlerde:)


11 Ekim 2010 Pazartesi

gent6

burda kafama iyice bisiler oldu hic hatirlayamiyorum yasadiklarimi. melankolik takilmanin yan etkileri olsa gerek. gerci melankolik takildigimda yok oyle cok. 

almanya-turkiye 3-0:(

biz binbir hevesle giyindik kirmizi beyazlarimizi, suslendik puslendik sleepstraat a mac izlemeye gidiyoruz. tabi oncesinde celal abinin guzel kebapcisina gidip bi suru guzel et yicez. mactan mi daha heyecanliyim yoksa kebaptan mi bilmiyorum:) turkiyede zaten yedigim tek kebap okulun yemekhanesinde ogle arasi aldigim kofteler ve donerler oldugundan(birlikte takildigim kebap turu etler sevmeyen dostlarim sagolsun) burda acisini cikariyorum. herneyse biz bisikletlerimize atladik coskuyla gittik. yemeklerimizi yedik, ama gel gor ki koskoca turk mahallesinde mac gostermiyo kahveler disinda bi yer. sonra celal abi bizi bi yere gondertti duzgun, orda izledik. tabi felaketti tam anlamiyla. son 10 dk ciktik zaten bir gol daha yemesiz. yikilmis umutlar ve tok bir mideyle donduk eve. 
 cumartesi kizlar antwerp e geziye gittiler ben rahatsizdim biraz gitmedim. o yuzden anilarim olusmadi orda, instead butun gun evdeydim:)

ve pazar gunu gentteki en kotu deneyimimi yasadim. 
alisveris yapalim diye turk caddesine gittik. ben canta bile almadim, cok sey almayiz posetleri de bisikletime takarm diye. alis veris yaptik. sinemin sirt cantasina koyduk posetleri de ben taktik bisikletime. bir de cali supurgesi aldik! hic bir yere sigmadigindan benim bisikletimin arkasina bagladik. gent sokaklarinda arkamda cadi supurgesiyle gezdim. millet donup donup bakti. kafamda bir de sivri bi sapkam olsa baya hos olabilirdi:) donus yolunda supurgenin yarattigi atraksyon yetmezmis gibi butun posetler yirtildi:S eve kadar herseyi nasil tasidik nasil donduk hatirlamak bile istemiyorum. 

applied microbiology:S
bugun sabah 9da dress gittik human brain, guzzle dress. ogleden sonra applied microbiology girdim. aman yarabbi nasil zor bir derss oyle:s bilmiyorum ben bu okulda nasil basarili olucam. okuldan ciktigimda saat 5 olmustu beynim dumur olmus vaziyetteydi, dedim hic eve giremem. ne zamandir burdaki le pain quotidien e gitmek istiyodum, oraya gittim sinem de geldi kahve ictik. kafam dinlendi az. ama simdi basim cok agriyo.
yazima devam dahi edemiyorum. hem baska seyler yazmayi planliyorum simdi oturup burda tanistigim insanlari yazicam:) eglenceli olucak. 

8 Ekim 2010 Cuma

brugge






brugge

brugge ve gente devam(5)



yazmayali oyle cok oldu ki kizdim kendime. yazmadikca yazamiyo insan. ama yazmadigim gunleri de resimlemisiz guzel olmus. sinem bugun facebooka album bile yapti hatta:) 

ustunden zaman gecince unutuyo insan. brugge la baslayalim:

gec uyandigimiz cumartesi sabahi sinemin bisikletinin tekeri patlak oldugu icin trenle istasyona gitmeye karar verdik. 1.35te brugge a giden tren ayrilcakti istasyondan. biz yesim ve olgayla orda bulustuk. yesimin 2 arkadasi da vardi, can ve zeki. uludag tiptanlarmis. yesim de uludag universtesinden. ben acliktan olcegim icin panosa gidip hemen blueberry muffinimi aldim. trene kosturduk bindik. yogunluk oldugundan trende biz de first classa oturduk mecbur:) ama gorevli bisey demedi. muffin bana yetmedi hala actim:) trenden inince yagmur yagmak uzere bir gunde bulustuk butun ESN liler brugge istasyonunda. ESN bizi gruplara ayirdi her birimizin basinda bir rehber vardi. olga ben sinem takildik, yesim de 2 arkadasiyla takildi cogunlukla. ben turklerden uzak durmaya calisitigimdan ilgilenmedim pek, ama sonradan cok tatli  insanlar oldugunu farkedip konustuk hep. 
ben gent guzel sanmistim, brugge u gorunce 'oh my god' dedim:) once bir parkin icinden gectik. yemyesil cok guzel. sonra cesitli yerleri gezdik. hem yesil hem tarihi, daha ne olabilir ki dedim. gezinin tek kotu yani grup buyuk oldugndan rehber cocugu pek duyamiyoduk. ayrica biraz hizliydi. 2 kiliseye girdik, kiliseler ilgimi cekmiyo hic. ama bitanesinde ayin-konser vardi, cok guzeldi kizlarin sesine hayran kaldim. sonra deli gibi yagmur basladi. ama biz gezdik yine. zaten kesiliyo hemen. ciselemeye devam etti gerci. 
brugge gente gore cok daha turistik oldugundan turistlere hitap eden seyleri cok gelismis. hediyelik esya dukkanlarina girip ciktik hep. ve yine cesit cesit cikolata dukkanlari heryerde. sehrin merkezinde ortadaki saat kulesinin orda bir cafeye oturduk. cok da super olmayan bir kahveye cok para odedik ama yine de degdi sanirim. hem cok yorulmustuk. 5turk 1ispanyol surekli ingilizce konusabilmeyi becerdik. normalde turkler hep turkce konusma egiliminde olur(ispanyollar bizden beter, grup olduklarinda konusmuyolar ingilzce hic) ama bizim grup iyiydi olga da kotu hissetmedi dolayisiyle. 
ya brugge u anlatamam resim eklemem gerek buraya. cok guzeldi cunku. 
aksam 10a dogru donduk eve, benim pilim bitmisti haliyle. yemek yedik sonrasinda da yattim.

pazartesi
human brain dersiyle ggzel bir baslangic yapmis olsak da derslere gerisi pek guzel gitmedi. microbal ecology ve marine ecology e girdigim anda bur dersleri birakmaliyim dedm kendime. sonra ders avina basladik biotechnology programindan ders alma cabalari. hala kesinlestireilmis degilim derslerimi. derslerimden 2 tanesi technologypark diye biryerdeymis. bugun gittim gordum. Gentin disinda:s bisikletle 40 dakika surdu. yollar cok guzel falan ama, gidilmez kisin falan. otobus bulmam gerek sanirim. ordan olganin yurduna gittik, olga goturmustu bizi technology park a . yurdu bize o kadar kotulesmisti ki canlar ve olga biz boyle igrenc bisi beklerken gayet guzel bi yer gibi geldi bana. tabi ortak banyo tuvalet cok zor bisey ama onun disnda guzeldi bence. 
sonra eve donduk, sinem dil kursuna yazilmaya gitti dutch alicak. ben de evdeydim yesim aradi can zeki yesim yemekhanedeymis cagirdi, yemekhane de bizim evin dibi gittim. yemek yedik sonra merkeze indik. bu sirada dutch a yazilma karari aldm ben de sanirim. (kredi dolsun diye) nehrin kenarinda oturduk hep beraber, waffle aldim tabi ki ben. cikolatali ve kremali:) burda hayatim yemek uzerine oldu zaten. surekli yemek yiyorum:) 
ardindan eve yuruduk. ben karate icin hazirlandim. yesim ve eda da badminton a geldiler. karatede sigorta diye bisey cikardilar basima 35 eur, gicik oldum. karateden sonra bunu aciklamak icin toplanti oldu, baya gec ciktim eve de cok gec vardim ama yanimda yesim vardi neyseki. 

boyleyken boyle. sadece sunu yaptim bunu yaptim diye yazdigimin farkindayim ama daha derin yazilarla baska zaman artik:) 

yarin yapicak isler var ama en guzeli, turk caddesinde kebap yiyip turkiye almanya macini izlemek olucak!

1 Ekim 2010 Cuma

Gent 4

nihayet erken kalkilir

turkiyede malum 6.30-7de kalkiyodum. geldim geleli en erken 9da uyandm. 9 da iyi de bugun nihayet 7.30da kalktim. yine de ilk dersi kacirdim tabi. bisikletimiz henuz olmadigindan 40lik yol yurumeyi gozum yemedi.

10 metre yuksekte yatak. 

ranzama cikmak icin 6 basamak tirmaniyorum. oyle olunca haliyle ciktim mi inemiyorum. tavanda uyuyorum resmen. 

-------------------------

yaziyi yazmaya basladigimda sabahti. smdi gece 1e geliyo saat. Kollarimin agrisindan zor yaziyorum. 
bisiklet kiraladik bugun. sineminkisi benimkinden biraz daha yuksek diye uzuldu. bisikletleri kiralayip eve geldik. evde gecirilen saatlerin ardindan dedik sehir merkezine inelim hem bisiklet aldik, hem ben kontr almak istiyodum. indik, bisiklete yavas yavas alistik. sonra yesim aradi. olga eda ve biz kahve icelim diye sozlestik. kahve yemege donustu daha sonradan. ben yiyemedim bisey hic ac hissetmiyodum cunku. sonra olganin bir arkadasi geldi ispanyol, luis. cocuk basladi cat pat turkce konusmaya. turkiyeye falan da gelmis. bu avrupalilardaki turkiye askini henuz cozemedim ben:) gerci teorime gore bu cocuk turk kizlarla chatlesiyo, kendisi de dedi chatte ogrenmis turkceyi. sonra waffle yemeye gidelim dedik ama 6.30da kapaninca heryer oyle sokak sokak waffleci aradik durduk. sonra olganin baska bir arkadasiyla karsilastik  andrey slovak, olga asiri sicak bi kiz oldugundan herkesi taniyo. yuruyusumuzun sonunda grup 18kisilik oldu. nihayet oturcak bi yer buldugumuda saat 7yi geciyodu. Ben de 8.30da karateye gitmeye karar verdim. yerini de bilmiyorum. haritami almistim ama buladim nereye koydugumu. bu hafta da sporlar hep bedava oldugundan bu hafta denemek istiyodum. gruptakilerden birisi de dansa gidicekmis, seni gotururum dedi. birlikte ciktik 7.30da 8e gelmeden ordaydik. ben 8.30a kadar bekledim karateyi. beklerken kizlarla tanistim. tabi herkes dutch. sporda kimse ingilizce konusmuyo. bana karsi tatlilardi herkes yardim etmeye calisti. neyse girdim salona aman yarabbi o nasil bir disiplindir. ustadan acemiye siraya dizilmemizin ardindan hocalari gosterdi kiz bana. bi tane buuyuk adam var bas hoca 2 tane diger hoca var. bi tane adamin resmi var. onun onunde saygiya geciyoruz falan. zten anlamiyorum japonca ve dutch konusuluyo:) sonra hoca yeni gelenlerin yanina geldi tek tek dedm no dutch. herkes gibi o da super ingilizce konustugundan ok dedi. milletin yardimlariyla cevirilerle yaptim yapmam gerekenleri. asiri zevk aldim zaten canim ciksin istiyodum canim cikti. suan kollarim morarmaya basladi. ama mutluyum:) 
karateden ciktim. tabi bu sefer kimse yok yanimda. yarim yamalak da bi harita var. saat 10u geciyo. gel de yol bul. buldum ama. nasil da guzel buldum ben de anlamadim. tabi azcik yanlis da gittim de olsn o kadar. bisiklete de iyice alistim hem. cok mutlu hissediyorum sehirde yuruyunce ya da bisiklet surunce. miskin olmayi sevmiyorum. canim yansin diye de ondan istiyodum. yasadigimi hissediyim. 

burda sinem herkese kina gecesini anlatiyo:) butun yabancilar kina gecesi adetimizi ogreniyo:) 

butun gun telefonumdaki 4 sarkiyi dinliyorum..

keski sevdiklerim burda olsa, o zaman cok guzel olurdu. cunku mutlu olunabilecek bir yer burasi..

derslere de girsem iyi olucak:/

yarin bruksele gideriz belki. cumartesi Brugge a gidicez. bakalim. 

kapaniyo gozlerim..